Çin
Halk Cumhuriyeti'nin Vuhan kentinde ortaya çıkan ve birçok ülkeye yayılan
Covid-19 salgınının ülkemizde de görülmesi ve yayılmaya başlaması hayatımızın
birçok alanında etkisini göstermektedir. Tüm dünyaya hızla yayılan salgının
etki alanı iş hukuku ilişkilerine de son süratle yansımıştır.
İş
kaybı yaşayan işletmelerce çoğunlukla ilk olarak işçi çıkarma yolu tercih
edilmiştir. Bunun yanında işverenlerce işçilerin ücretli veya ücretsiz izne
çıkarılması, kısa çalışma, uzaktan çalışma gibi birçok yöntemin kullanılarak
sürecin en az zararla atlatılması için çeşitli yöntemlere başvurulmuştur. Peki,
bu seçeneklerin uygulanma şartları nelerdir ve hangi prosedürler izlenerek
uygulanacak olursa hak kayıpları yaşanmasının önüne geçilecektir? Tüm bu
konular sunacağımız yazı dizisi ile siz değerli müvekkillerimiz ve okurlarımıza
açıklayıcı bir anlatımla aktarılacaktır.
Tüm
dünyayı ve ülkemizi son hızla sarmaya devam eden bu virüs, Türk İş Hukuku’nda
bir zorlayıcı neden olarak kabul edilmektedir. Virüs salgını gerek işçi gerekse
işverenler açısından şartları oluşması halinde haklı fesih nedeni
oluşturmaktadır. Bunun sonucu olarak da koronavirüs nedeniyle yapılan iş
akdinin feshi hallerinde işçi kıdem tazminatına hak kazanabilecektir.
Resmi
Makamlarca bazı iş yerlerinin kapatılmasına ilişkin yasal düzenlemeler salgının
yayılımının önüne geçmek amacıyla hayata geçirilebilir. Böyle bir durumda yasal
düzenlemeler kapsamına giren işletmelerdeki işverenlerin, geçici süreyle iş yerlerini
kapatmaları halinde iş yeri bünyesinde çalıştırdıkları işçilerine karşı ücret
ve yan hakların ödenmesi borcu devam edecektir. Düzenleme kapsamına dâhil olan
işletme sahibi işverenlerin, başvurabileceği birden çok hukuki seçenek
bulunmaktadır. Bu seçenekler başlıca şu şekilde sıralanabilir:
İşveren
sayılan yöntemlerden yola çıkarak yapacağı değerlendirme neticesinde, yürütülen
işin niteliği ve gerekleri doğrultusunda işletmeye en uygun yöntem/yöntemleri
belirleyerek gerekli işlemleri gerçekleştirmelidir.
Tüm
bu hususlar yanında; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 40.maddesine göre, bir haftadan
fazla süre boyunca, işyerinde işin durmasına sebep olan veya çalışanın
çalışmasını engelleyen zorlayıcı sebepler dolayısıyla çalışamayan veya çalıştırılmayan
işçinin iş sözleşmesi bir haftalık süre için askıya alınır bu bekleme süresi
içinde işçiye, bir haftaya kadar her gün için yarım ücret ödenir. Yani işçiye
bir hafta için yarım ücret ödenir. Sonrasında işçi yahut işveren iş
sözleşmesini feshetmezse sözleşmenin askı hali devam eder ve zorlayıcı neden
ortadan kalkıncaya kadar ücret ödeme yükümlülüğü ortadan kalkar. Koronavirüs
salgını da zorlayıcı neden teşkil ettiğinden, 4857 sayılı İş Kanunu’nun
40.maddesinin bu süreçte uygulama alanı bulacağını ihmal etmemek gerekir.
Ankara Avukat Kardelen Özcan Hukuk Bürosu
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av.
Kardelen Özcan'a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla
elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya
özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde
hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini
dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.